Türkiye’de Fransa Büyükelçiliği’ne bağlı iki okulla ilgili yaşanan krizin temelinde bu kurumların hukuki statüsü ve müfredat ile ilgili anlaşmazlıklar yatıyor.
Türkiye’nin Fransa’da okul açma talebinin reddedilmiş olması da çözümü zorlaştırıyor.
Diplomatik kaynaklar okullarla ilgili anlaşmazlığı Ankara- Paris arasındaki siyasi ilişkilerin olumsuz gidişatının bir yansıması olarak yorumluyor.
Tartışmanın odağında iki okul var
İki ülke arasındaki eğitim krizinin temelinde iki okulla ilgili anlaşmazlık yatıyor: Ankara’da konuşlu Charles de Gaulle Lisesi ve İstanbul’da bulunan Pierre Loti Lisesi.
Her iki okul da Fransa Yurtdışı Eğitim Ajansı’na (AEFE) kayıtlı ve Türkiye’deki Fransa Büyükelçiliği’ne bağlı olarak faaliyet gösteriyor.
Anaokulundan lise sona kadar eğitim veren okullara, Fransız vatandaşlarının yanı sıra Türkiye’de yaşayan yabancılar ve ebeveynlerden birisinin Fransızca bilmesi koşuluyla Türk ailelerinin çocukları da kayıt yaptırabiliyor.
Charles de Gaulle Lisesi’nin tarihi 1950’lere dayanıyor. Okulun web sitesinde yer alan bilgilere göre 2023-2024 eğitim yılında 36 farklı ülkeden 1040 öğrenci burada eğitim gördü. Sitede bu öğrencilerin ne kadarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu belirtilmiyor.
Pierre Loti Lisesi’nde ise 1300’den fazla öğrenci eğitim alıyor.
Tam rakam bilinmiyor ancak Pierre Loti’deki öğrencilerin büyük çoğunluğunun Türk olduğu kaydediliyor. Özellikle Türk diplomat, akademisyen, siyasetçi ve diğer üst düzey bürokratların çocukları için Fransız okulunu tercih ettikleri belirtiliyor.
Müzakereler sonuçsuz kaldı
İki ülkeyi karşı karşıya getiren anlaşmazlığın temelinde iki okulun da Türkiye’de yasal bir statüsünün bulunmaması yatıyor.
Fransa Büyükelçiliği’nin okullar için vergi muafiyeti istemesinin de görüşmelerde aşılamayan noktalardan biri olduğu ifade ediliyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin geçen ay bir açıklama yaparak Fransa ile Aralık 2023’ten itibaren devam eden görüşmelerde sonuç alınamadığını duyurdu.
Fransa Büyükelçiliği’ni kendilerini oyalamakla suçlayan Tekin, elçiliğe Türk öğrencilerin bu okullara alınamayacağını belirten bir notanın iletildiğini kaydetti.
12 Temmuz’da okullardan velilere yapılan duyuruda, 2024-2025 dönemi için yeni Türk öğrenci alınmayacağı, mevcut Türk öğrencilerin durumunun da belirsiz olduğu vurgulandı.
Velilerin beklentisi, mevcut öğrencilerin eğitim düzenlerinin bozulmamasına dönük bir formülün işletilmesi.
Bu açıklamadan sonra Türk ve Fransız eğitim bakanlıkları arasında yeni görüşmelerin yapıldığı ancak sürecin kısa vadede sonuçlanmasının beklenmediği kaydedildi.
Fransa’da 30 Haziran ve 7 Temmuz’da yapılan son erken genel seçimin ardından yaşanan belirsizlik çözümü zorlaştıran etkenler arasında değerlendiriliyor.
Geçmiş süreçlerden farklı olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın bu müzakerelerde aktif rol oynamaması da dikkat çeken bir unsur.
Konuyu 2013’te atandığı Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı döneminden itibaren yakından takip eden Yusuf Tekin’in mevcut süreci kendi kontrolünde götürdüğü değerlendiriliyor.
Türkiye’nin okul açma talebi reddedilmişti
Bakan Tekin kamuoyuna yaptığı açıklamalarda birkaç unsurun üzerinde durdu.
İki okulun statüsünün netleşmesi için Fransa ile uluslararası bir sözleşme imzalamak istediklerini kaydeden Tekin, bu okullardaki müfredatla ilgili de talepleri olduğuna işaret etti.
Tekin, “Amacımız, Türk vatandaşlarının çocuklarının kendi kültürlerini öğrenebileceği şekilde eğitim almasını sağlamaktır” dedi.
Milli Eğitim Bakanı, basındaki, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri verilmediği için bu okulların kapatılmasının istendiğine ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Bakan Tekin, “Gelin bu okulları meşru hale getirelim. Bunun karşılığında da sizden Fransa’daki Türk vatandaşları için bazı taleplerimiz olacak” ifadeleriyle Türkiye’nin asıl önemli talebini kamuoyuna duyurmuş oldu.
Türkiye, 2019 yılında karşılıklılık ilkesi doğrultusunca Fransa’da Türk okulları açmak istediğini iletmiş ancak bu kabul görmemişti.
Dönemin Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer, Türkiye’yi laikliğe sırtını dönmüş, İslamcı bir ülke olarak tanımlamış ve bu girişime onay vermeyeceğini kaydetmişti.
Blanquer’e yanıt veren Dışişleri Bakanlığı ise “Türkiye’de Büyükelçilik destekli Fransız okulları bulunduğunu hatırlatmak isteriz. Türkiye’nin, Fransız eğitim sistemiyle uyumlu olarak açmayı öngördüğü okullar için müzakereler esasen Türkiye’deki bu okullarla mütekabiliyet çerçevesinde yürütülmektedir” ifadelerini kullanmıştı.
Fransa Büyükelçiliği’nden Temmuz ayında yapılan açıklamada Türkiye’nin bu iki temel talebinin dışında yeni bazı unsurları da gündeme getirdiği kaydedildi ancak ayrıntı verilmedi.
Olumsuz siyasi ilişkilerin yansıması mı?
Ankara ve Paris’teki diplomatik kaynaklara göre, Charles de Gaulle ve Pierre Loti liseleri üzerinden yaşanan sorun, iki başkent arasındaki olumsuz siyasi ilişkilerin ve güvensizliğin bir yansıması.
Türkiye ile Fransa, başta Libya, Afrika, Kafkasya gibi çatışma noktalarında karşıt pozisyonda yer alıyorlar ve karşılıklı suçlamalarda bulunuyorlar.
Fransa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetini İslamcı anlayışı Avrupa’daki Türk nüfusu aracılığıyla Avrupa kıtasına yaymakla da itham ediyor.
Türkiye ise Fransa’nın katı laik anlayışının ülkede yaşayan Müslüman topluluğun inanç özgürlüğünü ihlal ettiğini savunuyor ve bu tür girişimlerin İslamofobik eğilimleri güçlendirdiğini iddia ediyor.
Siyasi alanda yaşanan olumsuzluğun Ankara-Paris arasında anlamlı ve kapsamlı bir diyaloğa da engel olduğu belirtiliyor. Özellikle Fransa’dan Türkiye’ye dönük temas girişimlerinin çok az olması büyük bir sıkıntı olarak değerlendiriliyor.
Almanya ve Pakistan okulları da mercek altında
Ankara’da Pakistan, İngiltere ve Almanya büyükelçiliklerine bağlı okullar da bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Fransa ile yaşanan sorun devam ederken diğer büyükelçilik okullarını da mercek altına aldığı ve gerekli adımları attığı kaydediliyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin geçen hafta Pakistan Büyükelçiliği Uluslararası Çalışma Grubu adıyla 1965’ten bu yana tamamen İngilizce eğitim veren okulun da Türkiye’de hukuki statüsü olmadığını, Pakistan ile bu sorunun çözümü için görüşme yapıldığını açıkladı.
Türkiye ile Almanya arasında 1957 Kültür Anlaşması çerçevesinde altı okul faaliyet gösteriyor. Bunlardan üçü Ankara, İstanbul ve İzmir’de eğitim veren Almanya Büyükelçiliği Özel Okulları. Diğer üçü ise İstanbul’da konuşlu Özel Alman Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi (Almanca Bölümü) ve İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı Lisesi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Almanya Büyükelçiliği’ne gönderilen notayla, 2024-2025 eğitim yılından itibaren Ankara, İstanbul ve İzmir’deki büyükelçilik okullarına Türk öğrenci kaydının yasaklandığı bildirildi. Okullardan 22 Temmuz’da yapılan açıklamada mevcut öğrencilerin eğitime devam edeceği belirtildi.
İngiltere Büyükelçiliği içinde eğitim veren ve The British Embassy School olarak bilinen okulla ilgili ise bir gelişme basına yansımadı. 1964’ten bu yana eğitim veren okulun çoğunlukla İngiliz ve yabancı diplomat ailelerinin çocuklarına hitap ettiği biliniyor.