Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, depremden sonra bölgenin durumunu, yapılması gerekenleri ve hedefleri değerlendirdi. Bölgenin ihracat hedeflerine de değinen Kileci, “Hiçbir sıkıntı olmazsa ben şunu söylüyorum, biz bu bölgede alt toplamda geçen seneki rakamı yakalarsak bizim için çok büyük başarıdır” dedi.
“Yaptığımız işlerde marka olgusunu yaratabilmemiz lazım” ifadelerini kullanan Kileci, bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette bölge ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
BEKLEMEMİZ GEREKİYOR
Kileci, “Sabırlı olup beklememiz gerekiyor. Depremden sonra bölgede çok fazla kapanma oldu. yüzdesel olarak bunlar düşük görünüyor. Ama burada daha tehlikeli olan nokta deprem sonrası yaşanan ekonomik zorlukların tetikleyeceği kapanmalar. Depremin ardından çok fazla giden oldu ama ekonomik zorluklar yüzünden kapanmalar, taşınmalar olabilir. Bu da bölgede bir daralmayı getiriyor. Bu şartların bize getirdiği bir de bir avantaj var. Bundan 3-4 sene önce bir sanayicinin bir iş adamının finansal tablosu, hiç iyi değildi. Ama şu anda bu içinden geçtiğimiz süreç, daralma, sıkılşma, hiç farkında olmadan birçok firmanın finansal tablolarını çok iyi hale getirdi. Bu iki sene boyunca borçlanamadı kimse. Bunun karşılığında TL değerleri de değer kazandığı için oradaki matematik tersine çalıştı ve bilançolar düzeldi” diye konuştu.
TASARRUFLU İŞLER YAPACAĞIZ
Bölgedeki küçülme gerekliliğine dikkat çeken Ahmet Fikret Kileci, “Belli bir noktaya kadar küçüleceğiz. Bir şekilde daha tasarruflu işler yapacağız. Daha sonra da yenilenmeyi bunun ardından yapacağız. Şu an işini akıllı yapanlar,“Ben küçülmeliyim, tasarruflu işler yapmalıyım, personelime sahip çıkmalıyım” diyor. Bizim burada atladığımız en önemli şey sermayemiz. En fazla zararı sermayemiz görüyor. Vasıfsız elemanlar da bizim sermayemiz. Sadece kalifiye elemanlara bakamayız. Devletin de bir şekilde bu dengeyi koruması lazım” dedi.
YUMURTA ZAMMI ÖRNEĞİ
Asgari ücrette yapılacak zamma ilişkin de konuşan Kileci, “İş dünyasındaki beklenti şudur, stabilite. Bu işin bir hesaplama yöntemi var. Faiz, enflasyon, kur… Bunlara bağlı olarak artan eksilen, insanların yaşaması için gereken bir maaşı var. Bu mantıkta hesaplanması lazım. Yumurtanın, ekmeğin fiyatı belli. Ben sana ne kadar maaş verirsem vereyim, yumurtanın fiyatı bir dolardan, 5 dolara çıkarsa ne yapacaksın” ifadelerini kullandı.